2 Kasım 2012 Cuma

Öyle Bir Başkan Ki...


Aralık’taki mali genel kurul öncesi derenin ucunu görenler paçaları sıvadı. Kimimiz saf ve temiz duygularla borçlarımızı yatırdık. Bu konuda yardımsever bazı büyüklerimiz üye aidatlarını yatırmada güçlük çekenlere yardım etti. Mali genel kurul öncesi bilinen 7 bin’e yakın üyenin oy kullanabilecek olduğu.
Kim kimin parasını yatırmış sadece beni değil kimseyi ilgilendirmez. Peki, nedir durumu bu kadar önemli kılan? 

Çok basit aslında! Bu şehrin hatta Türkiye’nin en önemli markalarından olan Trabzonspor’un başkan adayları arasında isminizin geçmesi çok büyük reklam getirisi olan bir olay. Öyleki bizler Trabzonspor’un başkanları yanı sıra adayların bile isimlerini ezbere biliriz. Bilmekle kalmayız; ne iş yapar, şirketlerinin durumu nedir, vergi sıralamasında kaçıncı sırada gibi konularda da fikir sahibiyizdir.
Unutulmamalıdır ki başkanlık durumunda asla ve asla kar durumu söz konusu değil rant durumu söz konusudur. Siyasi itibarın ve saygınlığın kazanılacağı yer olarak görülüyor bu koltuk. Camiamızın geçmişe bakarsanız bu durumu destekleyen bir hayli örnek görebilirsiniz. Mehmet Ali Yılmaz, Faruk Özak, Atay Aktuğ. Tabi bu isimlerin hepsini de aynı kefeye koymadığımı da söylemek isterim.

Normal şartlar altında 2013’de Trabzonspor genel kurulu söz konusu. Ve şimdiden bir çok isimden başkanlık için söz ediliyor.

Seçimler öncesi yine Kemeraltı’nda ki o “Derin Trabzonspor” devreye girecek. Yine 3-5 adayın adı geçecek. “Derin Trabzonspor” yine sözünü söyleyecek ve istemediği adaylarla görüşecek, çekilmelerini sağlayacak ve yine tek adayla seçime gideceğiz. Bu durum bizlere Trabzonspor’un birlik ve beraberliği olarak aksettirilecek. Ne yazık ki makûs tarihimiz yine devam edecek. 

Tek isteğim Trabzonspor için bu durumun bu sefer böyle olmaması yönünde. Birliktelik ve Trabzonspor’un gücü tek liste ile seçime gitmek değil, birden fazla adayın ortaya çıkıp, fikirlerini, projelerini yarıştırmasıyla ortaya çıkar.

Öyle bir başkan ki; kendini başkalarına adayan değil, Trabzonspor’un başarısı için çalışan…

Trabzonspor’un doğru şekilde yönetilmesi sonucunda hiçbir yöneticinin elini cebine atması gerekmiyor. Zaten bildiğim kadarıyla %25’i halka arz olan anonim şirket yapısına sahip Trabzonspor, kendi maddi kaynakları ile gelir gider dengesini tutturabilecek bir içyapıya sahip. Yeter ki doğru şekilde doğru insanlar tarafından yönetilsin. 

Bu dakika itibariyle Trabzonspor’un paralı başkana değil, projeli başkana ihtiyacı vardır. Projeleri ile Trabzonspor’a maddi ve manevi destek sağlayacak başkana ihtiyacı vardır.

Öyle bir başkan ki; Trabzonspor’un değerlerinden beslenen değil, O’na değer katabilecek…

Trabzonspor’u yönetecek kişiler, kulübü bu hantal yapıdan kurtarıp, daha dinamik, hareketli hale getirmelidir.

Öyle bir başkan ki; Var olan sistemin hızına uyabilen değil, var olan sisteme hız katabilen olmalı…

Her seçim öncesi Trabzonspor üzerinden prim yapılmasına izin vermemeliyiz. En büyük örneği Akyazı projesi. Mega projelerde yer alan Trabzon’un yüz AKı. Durum ortada. O, koltuk uğruna, oy uğruna, birilerine bedava kombine dağıtmamalı, kulübü birilerinin sömürmesine izin vermemeli.

Öyle bir başkan ki; Kulübü seçimlere meze yapılmasına izin vermeyen olmalı…

3 Temmuz 2011’den bu yana “taraftarın” istediği tek şey adalet. Bu takıma gönül verenler bilirler ki 2010-2011 sezonu şampiyonu Trabzonspor’dur. Bu gerçek kupanın müzemize gelip gelmemesiyle değişmeyecektir. O koltukta oturan bizden olmalı, camianın değil taraftarın ne istediğini bilmeli.

Öyle bir başkan ki; Kupa peşinde koşmayan, adaleti yakalayan olmalı…

Türkiye’de kendi sektörlerinde en iyiler arasında yer alan iş adamlarını VIP kombineleri satış kapısı olarak görmeyen, onlarla kazan – kazan işbirliği yapan bir yönetim olmalı.İnşaatçı Trabzonlularla stadyumu, eğitimcisiyle kolej veya üniversiteyi, medyacısıyla televizyon veya gazetesini kurabilmeli, tekstilcisiyle TsClub satışlarını patlatabilmeli.

Öyle bir başkan ki; Trabzonspor’u dağıtan değil, birleştiren olmalı…

Her şeyden önce bilmelidir ki kendisi Trabzonspor’un başkanıdır. Verdiği beyanatlar kendini değil milyonları peşinden sürükleyen, başarılarla dolu tarihiyle Türk futbolunda çığır açmış Trabzonspor’u temsil ettiğini bilmeli. Bin kere düşünüp, bir defa konuşabilmeli.

Öyle bir başkan ki; herkesin yaşından ötürü değil bilgisinden ötürü saygı gösterdiği…

Unutmadan da söyleyeyim, bu yazıyı mevcut kişileri eleştirmek için yazmadım. Bir taraftar olarak benim gözümle Trabzonspor’un ilacını yazdım. Dikkate alırsınız almazsınız ben bilmem ama Trabzonspor öyle kolay marka olmadı, öyle kolay da reklam aracı olmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder