19 Ekim 2012 Cuma

Atilla Dilaver'den Önemli Noktaları İle Şike Süreci


Bu yazı sayın Atilla Dilaver'in 19/10/2012'de Twitter hesabında paylaştığı tweetlerden derlenmiştir...

18 Ekim 2012 Perşembe

SON KALE DE DÜŞTÜ


SON KALE DE DÜŞTÜ
3 temmuz 2011’de fındık çuvalını sırtlarken çaldı telefonum. Arayan tribün arkadaşım, can ciğer dostum Ozan. İçimden söylendim; “Bu uşak bana ya iyi bir haber verecek ya da kötü” hayırlısı dedim açtım telefonu.
-“Fener şimdi ayvayı yedi” dedi…
- “Ne oldu” dediğim gibi herkesin bildiği o malum haberi verdi bana.
Sırtımdaki fındık çuvalını yere fırlatmamla abime, amcama, anneme, ablama, konuşamayan yeğenime bu haberi verdim. Kolay değil, 26 yıllık özlemin sonuna gelmiştik.
Bir solukta kendimi televizyonun karşısında bulmuştum herkes gibi.
LÜTFEN İSTİFA...


Sayın Ali Özbak,
Bilesiniz ki 3 Temmuz 2011 tarihinden itibaren bizim mücadelemiz teneke parçasının peşinden koşmak değildir. Evinizden malınızı çalan, ar ve namusunuza tecavüz eden, yakınlarınızı öldüren biri için ne zaman ceza almasına gerek yok derseniz biz de o zaman vazgeçeriz bu mücadelemizden.

14 Ekim 2012 Pazar

Süpermen Değil Ama O Bizim Mütevazi Kahramanımız

O gün farklı aydınlandı Trabzon. 

O gün güneş Hızırbey mahallesi 2 nolu Çulha sokak no:3’ten doğdu. 

Tarihe ilk şahitlik edenler o sokağın taşlarıydı.

Mesleğe ilk olarak mahalle arkadaşının abisi olan Baki Karabaki’nin okul numarasını alarak başladı.

Onursallık Sorunsalına Bağlı Parazit Yaşam Formu

Bir söz duydum; “Fenerbahçe Türk Sporunun En Büyük Destekçisidir” 
Acaba !?Hımm. Bir araştırayım dedim.
Başta TFF olmak üzere tüm süper lig takımlarının sponsorlarını araştırmaya başladım.
Ve hak verdim.

Trabzonspor'u Neden Seveyim ki?

Geçen haftaki yazımda naçizane iş gezilerinde dikkatimi çeken Trabzonspor hazımsızlığından bahsetmiştim. Acaba kardeşlerimize biraz yüklendim mi diye aklımdan geçmedi de değil…
Çözüm yolunu empati yapmakta buldum…
Aslında düşünüyorum ve onlara hak veriyorum…
Ben de olsam ben de Trabzonspor’u sevmezdim…

Bir oyundan Daha Fazlası

Yakın geçmişten birkaç anekdot paylaşacağım.
15 Ağustos 2003…
Daha ligin 2. Haftası…
Muhteşem bir atmosferde Trabzonspor – Fenerbahçe maçı…
1-0  Fenerbahçe’nin üstünlüğü ile sonuçlanmıştı…

Yüzüklerin Kardeşliği



34 plakalı bir aracım ve arka camından eksik olmayan Trabzonspor bayrağım ile iş gereği Doğu Karadeniz’i sürekli dolaşırım. Milli mücadelenin simge şehirlerinden Samsun’dan başlar, oksijen diyarı Ordu ile devam eder ve ardından Atatürk’ün ismini taşıyan Atabarı’nın başkenti Artvin’e kadar giderim.

Doğu Karadeniz bölgesini şehir,şehir dolaşıyor, tüm kardeşlerle tanışıyor ve siyaset, politika, ekonomi ve en çok da futbol konusunda onlarla muhabbet ediyorum.

Anlam Kayması

ANLAM KAYMASI

Futbolcumuzu ayarttılar...
Beni zorla Galatasaraylı yaptılar...

Biz dürüst davrandık kardeşim. Parasını vermedik mi?

Biz onu başka takımın kampından aldık…

Burak oğlum sen ne biçim adamsın?! Hani verdiğin sözler?

Damarımı kesseniz Bordo Mavi akar…