14 Ocak 2013 Pazartesi

Bir Anıt İtiyorum


Bakıyorum da hala bizim neden 40 haftayı ve Türkiye sınırlarını aşan eylemleri yaptığımız konusunda birilerinin haberi yok.  Bizim demekten onların da anlamamaktan bıkmadığı şu anda tekrar edelim…
Bizler kupa uğruna sokaklara dökülmedik.  Bizler karda kışta, yağmurda çamurda arkadaşlarımızın yüzüne yarım saatte olsun görmek için buluşmuyoruz Taksim’de, Meydan’da, DAM’da, Gündoğdu’da, Nyon’da ve diğer yerlerde…
Onca olaydan sonra bizleri piyon yerine koyanlar, unutmasınlar ki futbol bizimle güzel. Bizler bu futbol oyununun piyonu değil asıl elemanları olduğumuzu hatırlatmamız gerekiyor galiba.

Bizler kupayı istemiyoruz. Temiz futbol için savaşımız. Sizler daha bizim ne istediğimizi bilmeden nasıl bu kulübü temsil noktasına varacaksınız?
“Şike Anıtı” ya da “Temiz Futbol Anıtı” olabilecekken neden kupa anıtı? Trabzonspor’un daha önceki altı şampiyonluğunun anıtı nerede? Bizim için daha büyük anlam taşıması gereken 75-76 sezonunun şampiyonluğunu anlatan bir kupa anıtı var mı?
Sadri Şener, hakkı olan kupayı isterken ne tür mizah senaryolarına meze olduğunu hep birlikte gördük. Daha şimdiden duyar gibiyim kupa anıtı ile ilgili bizleri tiye alan sözleri.  “Gerçeğine ulaşamayanların anıtı ile avunmalarını…”
Bu kulübün üyesi olmak Trabzonspor’un hakkını ararken küçük düşürmemektir aynı zamanda.
Olayların bu boyuta gelmesinde en büyük etkenlerin başında gelen siyasi irade ile Trabzon Belediyesi aynı parti elinde.  Henüz o iradeden, Trabzon’da ki diğer ucubelerin ! kaldırılmasında ki kararlılığı bu anıt mevzuunda görmedik ve göremeyeceğiz. Kimse beklemesin.
Başkan ne dedi; “ Meclis onay verirse dikeriz.” O onay ya çıkmaz ya da çıkana kadar adalet yerini bulur.
Kupa anıtı, avuntudan ileriye gitmez.
Lütfen, futbolumuzu kirlettiniz bari temiz futbol isteğimizi kirletmeyin…
Yeni Yıl Kutlu Olsun Sizlere
Hepinizin yeni yılını kutluyorum. Zira ben hala eski yılların birinde 3 Temmuz 2011’deyim. Su gibi akıp geçen zamanın bu adalet arayış ateşimizi küllendirmemesi için çalışmaya devam edeceğiz. 
Sosyal medyada sürekli bir kavga kıyamet. İsimsiz hakaretler, suçlamalar. Lütfen bırakın artık bu boş işleri. Ne eylemler ne paneller ne de adalet uğruna yapılan diğer aktivitelerin kaynağı kişiler değil, temiz futbol isteğidir. Ahmet, Mehmet, ben, sen ve diğerleridir. Kişisel hesaplaşmaları kişilerin kendilerine bırakın ve ona göre davranın.
2012 Yılın Spor Ödülleri
Gelelim 2012 yılın spor ödüllerine.
Ödülü veren kim? Bir eğitim yuvası bir üniversite.

Sporda yılın onur ödüllerinden ikisi; şike sürecinde dirayetli duruşları ve açıklamaları ile bakan Suat Kılıç’a ve UEFA As Başkanı Şenes Erzik’e verildi.
Spor’da yılın adamı ! ; Şikenin örtülmesinde ki üstün gayretinden ötürü Yıldırım Demirören.
Şaşırmamız lazım. Suçsuzların ceza çektiği, suçluların ödüllendirildiği bir ülkede bu ödüllerin verilmesi gayet normal.
Randevu:
Trabzon Kürsüsü’nün gerçekleştirdiği belki de şike sürecinde ki en önemli faaliyetlerinden olacak olan 4 Ocak 2012’de saat 18:00’da Zorlu Grand Hotel’de “Şikenin 3 Temmuz’u” panelinde Mehmet Baransu’yu, Turgay Demir’i, Erdal Hoş’u, Erdem Egemen’i ve Hakan Orhan’ı dinliyor olacağım. Panel herkese açık. Orada olmak size çok şey katacaktır.
Son Söz:
Necip Fazıl’ın mektubunu sonlandırdığı sözü O’na söyleyerek bu yazıya son veriyorum.
“ADALET, ellerinden gözyaşları ile öpüyorum…”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder