18 Ekim 2012 Perşembe

SON KALE DE DÜŞTÜ


SON KALE DE DÜŞTÜ
3 temmuz 2011’de fındık çuvalını sırtlarken çaldı telefonum. Arayan tribün arkadaşım, can ciğer dostum Ozan. İçimden söylendim; “Bu uşak bana ya iyi bir haber verecek ya da kötü” hayırlısı dedim açtım telefonu.
-“Fener şimdi ayvayı yedi” dedi…
- “Ne oldu” dediğim gibi herkesin bildiği o malum haberi verdi bana.
Sırtımdaki fındık çuvalını yere fırlatmamla abime, amcama, anneme, ablama, konuşamayan yeğenime bu haberi verdim. Kolay değil, 26 yıllık özlemin sonuna gelmiştik.
Bir solukta kendimi televizyonun karşısında bulmuştum herkes gibi.


Aziz Yıldırım, Şekip Mosturoğlu, Mecnun Odyakmaz, İlhan Ekşioğlu, Cemil Turan, Tamer Yelkovan, KorcanÇelikay, Bülent Uygun ve diğerleri…
O an onların hepsi, hepimiz için Türk futbolunun yüzkaraları, emek hırsızları oldular.
Sokaklara dökülen bu takıma gönül vermiş binlerce taraftar, şampiyonluk kutlamaları ve zafer naraları…
22 Ağustos 2011’de Türkiye’nin ziyaretçisi UEFA Baş Hukuk Müşaviri Pierre Cornu idi. Pierre Cornu, dönüşünde hazırladığı rapor doğrultusunda Trabzonspor UEFA ön eleme maçından hemen önce Fenerbahçe yerine Şampiyonlar Ligi’ne davet edilir.
Yine sokaklara dökülen bu takıma gönül vermiş binlerce taraftar, şampiyonluk kutlamaları ve zafer naraları…
Duruma itiraz eden Fenerbahçe UEFA ve TFF’ye 45 milyon euroluk CAS’ta “Namusumuz” diye addettikleri dava açarlar. Sonra namuslarından vazgeçerler…
Fenerbahçe’yi düşüren başkan olmak istemeyen Mehmet Ali Aydınlar, TFF’den istifa eder ve TFF seçime gider.
Ortaya çıkan o kadar aday. Hangisi bir siyasi ile görüşse adaylıktan çekildiler. Geriye kalan sadece Gazcı Beşiktaş Jimnastik Kulübü başkanı Yıldırım Demirören.
Birilerinin gazını almaya gelecekti. Önce BJK başkanlığından istifa etti ve daha sonradan öğreneceğimiz “Kupanızı Vereceğim” sözü ile Trabzonspor’un da desteğini alarak başkan seçilir. Tüm kurulları değiştirerek gaz alma çalışmalarına başlar ve Yusuf Reha ALP’in PFDK’ya eklenmesi ile gaz alma işlemini sürdürmüştü.
PFDK’nın aldığı beş karara şerhini koyan sayın ALP; “Fenerliler benimle uğraşıyorlar, Trabzonsporlu olduğunu söyleyenler benim üzerime geliyor, benim istifam sorunları çözecekse” diyerek istifasını veriyor. Yaptıkları doğru ya da yanlış; belki kimseye ihtiyacı yok ama yanında kim var? Hiç kimse.
1 yıldır şikeden içeride zaman geçiren Aziz Yıldırım’ın yanında kim var? Herkes.
Yıldırım Demirören ile her şey kaldığı yerden devam eder. PFDK defalarca karar değiştirir. Şike sahaya yansıdı yansımadı derken, iki arada bir derede kanunlar değişir.  30 yıldır Türkiye’nin kanayan yarası terör konusunda ortak karar alamayan 4 parti, kanka kesilirler ve ortak hareket ederler.
Tüm bunlar yapılırken bizim yaptığımız yine sokaklara dökülen bu takıma gönül vermiş binlerce taraftar, şampiyonluk kutlamaları ve zafer naraları…
İşçilere para dağıtan, ev parasını araba bagajında taşıyan, tarlaya ekin ektirenlerin yanında herkes varken, Sadri Şener’in yanında kimler vardı? Bu kulüpte başkanlık, asbaşkanlık, yöneticilik yapmış ve sorunsal başkanlık koltuğunda oturan kişiler yoktu  tabi ki.
Bu insanlar Trabzonspor’un hak ettiği şampiyonluk kupası için ağızlarını açmazlarken, 1 yıl şike suçundan içeride yatan Aziz Yıldırım başkan seçiliyor, bununla yetinmeyip polis arabaları yakıp yıkılıyor, sokaklar savaş  alanına dönüştürülüyor  ve bizler onlar kadar haklı taklidi yapamıyorduk.
Hak ettiğimiz kupamızı bile talep edemiyoruz. Yıkılıyoruz. Kendi içimizden. Bu direnişin merkezi olması gereken Trabzon yıkılırken kimsenin ağzını açmaya hakkı yok. 28 haftasını geride bıraktığımız Temiz Futbol Eylemlerine Trabzon’daki katılım bunun en basit göstergesidir. Paraya karşı emeğin savaşının merkezi Trabzon’da toplasanız 20 kişi.
Hani o güneşli günlerde sokaklara dökülüp zafer çığlıkları atan bu takıma gönül vermiş taraftarımız? Nerede bu takım uğruna ölürüz diyenler? Nerede bedava kombine uğruna günlerce kulüp binasının önünde yatanlar? Nerede sosyal medyada klavye taraftarlığı yapanlar dile gelenler? Nerede o iyi gün dostları?
Velhasılıkelam; hak etmiyoruz. Şampiyonluk hayal, sevinmek ve övünmek haramdır bu takımın taraftarına…
Eğer bizler namussuzlar kadar cesur olamayacaksak varsın Trabzonspor küme düşsün, varsın o kulübün kapısına kilit vurulsun.
Bana bu mutlu şike haberini veren sevgili kardeşim Ozan, şimdi ben sana bir haber vereyim.
Son kale düştü kardeşim, Son Kale Düştü…
Kayseri’de ki Kardeşime…
Trabzon’dan 650 km uzakta tanıştım onunla. Kayseri’de. Lise son sınıf öğrencisi. Aslen Adıyamanlı, Hüseyin Bağcı. Onu bu satırlara taşıyan sebep ise Trabzonsporlu oluşu. İşte Hüseyin sürekli dillendirdiğimiz devrimi gerçekleştiren nadir insanlardan. “Büyük güçlerin büyük takımlarını tutmak varken Trabzonspor’u tutmak” O da bizim gibi, o toprakların zencisi, vatan haini…
Sakın unutma Hüseyin, Trabzon’da onlarca abin var…

www.zaguda.net / 16.10.2012
http://www.zaguda.net/makale/selim-emre-ar/son-kale-de-dustu/159.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder